İspanya-Arjantin maçı sanki bir hazırlık maçı değilde dünya kupası finali gibiydi. Öyle ki arada bir kanal değiştirip Dünya Kupası eleme maçı olan İrlanda-Fransa maçını izliyordum ama bu maçtaki gibi ne bir çekişme ne de bir sertlik vardı. Maça İspanya 4-5-1 düzeniyle başladı. Kalede 100. milli maçına çıkan Casillas, geri dörtlüde Ramos-Puyol-Pique-Capdevilla, orta sahada Bousqets-Xavi-Iniesta-Xabi Alonso-David Silva, ileride ise Torres'in yokluğunda David Villa oynadı. Bu beşli orta saha hem inanılmaz pres yapıp hem de çok iyi top çevirerek Arjantin'i kendi sahalarına mahkum etti. Özellikle ilk yarıda çok iyi oynadılar ve golüde buldular. İspanya'nın bu oyununda Maradona'nın da payı çok büyüktü. Çok yanlış bir kadro düzeni ile başladı maça (Allah'tan ikinci yarı hatalarının bir kısmından dönüş yaptı). Mesela ben Heinze'nin ve Gago'nun ilk 11 başlayacak seviyede oyuncular olduklarına inanmıyorum. Heinze'nin maç boyunca tek yaptığı İspanyol futbolculara tekme atmak oldu ki maçın bu kadar gergin geçmesinde en büyük pay sahibi ve olayları başlatan futbolcuydu. Galiba bir kaç gün önce Aceto'nun Heinze ve Maradona hakkında yazdıkları doğru ve Heinze bu takımda abisinin hatırına ilk 11 oynuyor. Yoksa ben başka bir açıklama bulamıyorum.
İkinci yarıya ise Arjantin daha derli toplu başladı. Bunda Maradona'nın yaptığı olumlu değişiklerinin yanı sıra İspanyol oyuncuların tekmelerden sakınmaya başlamalarıda etkili oldu. Nitekim Arjantin bu oyununun karşılığını hemen gördü ve penaltıdan Messi ile eşitliği buldu. Bu dakikadan sonra İspanya maçın kontrolünü yine tamamen kontrolü altına aldı ve maçı domine ettiler. Son dakikalarda gelen penaltı golüylede maçı 2-1 kazandılar. Xabi Alonso'da bir penaltının nasıl vurulması gerektiğini bizlere çok iyi bir şekilde gösterdi.
Özetleyecek olursak maçın genelinde İspanya topa hakim olan taraftı ve bolca pas yaptılar. Arjantin ise sadece İspanya'yı izlemekle yetindi. Ayrıca maç 1-0 devam ederken İspanya'nın verilmeyen 3 penaltısı vardı ki eğer bunlar verilmiş olsaydı tarihi bir fark ortaya çıkabilirdi. Tabi bu bir hazırlık maçı olmayıp resmi bir maç olsaydı Arjantin maçı en fazla 9 kişi tamamlayabilirdi ama hakem kırmızı kart göstermemek için büyük çaba harcadı. Benim sayabildiğim kadar Arjantin'de 9 yada 10 futbolcu sarı kart gördüler ki bu sayı Portekiz-Bosna Hersek maçı hariç oynanan diğer 3 Dünya Kupası eleme maçında gösterilen toplam sarı kartlardan daha fazlaydı.
Maradona bu tür ilginç kadrolarda ısrar ederse Dünya Kupasında en fazla ikinci turu görebilirler. İspanya ise benim Brezilya ile birlikte favori takımım. Torres ile birlikte çok daha etkili olacaklardır.
Brezilya 1-0 İngiltereMaradona bu tür ilginç kadrolarda ısrar ederse Dünya Kupasında en fazla ikinci turu görebilirler. İspanya ise benim Brezilya ile birlikte favori takımım. Torres ile birlikte çok daha etkili olacaklardır.
Aslında bu maç için anlatacak fazla bir şey yok. İngiltere'de Lampard, Terry, Ferdinand ve Ashley Cole yoktular. Birde maç Katar'da oynanınca hem futboldan anlayan bir seyirci topluluğu yoktu stadda hem de futbolcular yorgun ve sıcak iklime alışamamış durumdaydılar. Açıkcası maçtan beklentilerimin onda birisinin bile karşılığını alamadım. Benim açımdan maçın tek güzel yanı Elano'nun golde Nilmar'a yaptığı muhteşem asistti.
Dünya Kupası Elemelerinde alınan sonuçlar ise şöyleydi:
İrlanda 0-1 Fransa
Portekiz 1-0 Bosna
Rusya 2-1 Slovenya
Yunanistan 0-0 Ukrayna
Dünya Kupası Elemelerinde alınan sonuçlar ise şöyleydi:
İrlanda 0-1 Fransa
Portekiz 1-0 Bosna
Rusya 2-1 Slovenya
Yunanistan 0-0 Ukrayna
'Bu dakikadan sonra İspanya maçın kontrolünü yine tamamen kontrolü altına aldı ve maçı domine ettiler.' bu nasıl bir cümledir?ingilizce eğitimden kaynaklanıyor sanırım:))
YanıtlaSil