Sayfalar

20 Haziran 2010 Pazar

Anelka Kovuldu


Domenech'in saçmalıklarına Meksika maçının devre arasında artık daha fazla dayanamayan Anelka Fransız hocaya küfretmiş ve bu olaydan sonra kamptan uzaklaştırıldı. Ki bana göre sonuna kadar haklı çünkü bir hoca ancak bu kadar çapsız ve beceriksiz olabilir. Meksika maçında gole ihtiyaç duyulurken bir insan hangi akla hizmet Anelka'yı oyundan çıkarıp Gignac'ı oyuna alır anlamak mümkün değil. Gourcouff'un oynatılmamasına ise değinmiyorum bile...

18 Haziran 2010 Cuma

Dünya Kupası II Yedinci Gün


Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste diye atalar boşuna söylememiş. İrlanda'yı Henry'nin eliyle haksız bir şekilde geçen Fransa çapsız hocası Domenech'in de katkılarıyla Dünya Kupasından elenmek üzere. Dünkü maçta hangi akla hizmet Gourcouff'u ilk 11'de oynatmadı anlamak mümkün değil. Bu kadar kaliteli bir kadro ancak bu kadar perişan edilebilir herhalde. Meksika'da Dos Santos'un oyununu izleyen Galatasaray yöneticileri ise acabe ne hissediyorlardır???
Arjantin-G.Kore maçında ise Higuain hatrick yaparak beni utandırdı. En başından beri ilk 11'de oynaması gereken kişi olarak Milito'yu görüyordum ama Higuain dün bana güzel bir cevap verdi. Ama maçı koparan kişi yine de Messi'ydi. Her ne kadar Arjantin rahat bir galibiyet almış olsa da ben yine de zorlu rakiplerle karşılaştığında bu defans ve orta saha hattı ile işinin çok zor olduğunu düşünüyorum.
Nijerya-Yunanistan maçının sonucunu ise 39. dakikada saçma sapan bir şekilde kırmızı kart gören Kaita belirledi...

17 Haziran 2010 Perşembe

Halkın İçin Ağlamak


Bir insan Brezilya Milli Takımına karşı hem de Dünya Kupasında forma giymeden önce seramonide niye böyle hüngür hüngür ağlar hiç düşündünüz mü? Eğer aileniz sizi Brezilya'ya karşı oynarken izleyemeyecekse ya da ailenizi bırakın bütün ülkenizin halkı izleyemeyecekse böyle ağlanabilir... Şu foto diktatörlüğün ne kadar kötü bir yönetim sistemi olduğunun en iyi göstergesidir... Dünya Kupasının tartışmasız şu ana kadar en acıklı fotoğrafı...

16 Haziran 2010 Çarşamba

Dünya Kupası II Altıncı Gün


Turnuvanın en büyük sürprizi 6. günde gerçekleşti. Ben İsviçreliler'in bile İspanya'yı yenebileceklerini düşündüklerini zannetmiyorum. Nasıl oldu da bu kadar sakata sahip bir takım Avrupa Şampiyonunu yendi aklım almıyor. Buna haddini bilerek oynama da denilebilir. İspanya'da ise Iniesta hala ritmini bulabilmiş değil. Bousqets ise Barca'da olduğu gibi burada da zayıf halka durumunda. Açıkçası İspanya benim favori takımımdı ama hayal kırıklığına uğrattılar beni.
Uruguay ise G. Afrika karşısında hak ettiği bir galibiyet aldı. Zaten Dünya Kupası başlamadan yaptığım değerlendirmede Uruguay'ın sürpriz yapabilecek takımların başında geldiğini savunmuştum ancak Fransa karşısında oynanan kötü futbol kafamda soru işaretlerine neden olmuştu. Dünkü futbol ile kafamdaki bu soru işaretleri dağıldı. Forlan'ı ise takdir etmemek mümkün değil. İnanılma iyi oynuyor ve tam bir lider gibi.
Şili-Honduras maçını izleyemediğim için yorum yapamayacağım ama okuduklarıma göre Şili çok iyi oynamış ve skor çok daha farklı olmalıymış...

15 Haziran 2010 Salı

Dünya Kupası II Beşinci Gün


Dünya Kupasında destekleyeceğim takımı en sonunda buldum: Kuzey Kore. Dün Brezilya'ya karşı ellerinden geleni yaptılar. Hatta 89. dakikada attıkları golle de bizi ümitlendirdiler ama olmadı. Kendisini dünyaya bu kadar kaptmış bir ülkeden bu mücadeleyi ve oyunu beklemiyordum. Özellikle santraforları Tae-Se Jong'u çok beğendim ama oyuna biraz da zekasını eklemeli. Brezilya ise 4-2-3-1 dizilişi ile oynadı ama zorlu rakiplere karşı bu sistemle işleri oldukça zor.
Fildişi-Portekiz maçında beklediğim gibi beraberlikle bitti. Ancak bana göre artık ikincilik için avantaj Portekiz'de çünkü son maçta Brezilya ile karşılaşacaklar. Gönlüm ise tabi ki Fildişi'nin yanında.
Slovakya ise hak etmediği bir beraberlik aldı. 90 dakika boyunca üstün oynadılar ancak ne demiş atalar: atamayana atarlar... Aynen dünkü maçtada bu karar işledi.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Dünya Kupası II Dördüncü Gün


4. günün yorumuna son şampiyon ile başlamak gerekiyor. Paraguay karşısında 4-2-3-1 dizilişi ile mücadele eden İtalya Pirlo'nun yokluğunda oldukça fazla yaratıcılık eksikliği çekti. Lippi Pirlo'nun yokluğunu Montolivo, Marchisio ve De Rossi ile kapatmaya çalıştı ancak çok da başarılı olamadı. Açıkcası İtalya'nın puan kaybı benim için hiçte sürpriz olmadı. Savunması ile ünlü bir takımın tandeminde hala Cannavaro'nun oynuyor olması o takımın Dünya Kupasında çok da fazla şansının olmadığının en iyi göstergesidir. Paraguay ise oldukça sağlam bir savunmaya sahip ve duran toplar haricinde gol yemesi çok zor. Paraguay maçlarında iddaacılar kesinlikle alt oynamalıdırlar.
Hollanda ise Robben'siz çıktığı Danimarka maçında yaratıcılıktan uzaktı ama yinede 2-0 kazanmasını bildi. Danimarka maçlarda eğer ilk golü bulamazsa çok sıkıntı çekecektir çünkü yaratıcı oyuncu neredeyse hiç yok.
Kamerun bu turnuvada benim en büyük hayalkırıklıklarımdan bir tanesi oldu. Bu kadar ruhsuz bir oyun beklemiyordum. Sanki Eto'oyu kullanmamak için özel bir taktik geliştirmiş gibilerdi. Artık grupta bütün avantaj Hollanda ile Japonya'ya geçti. Japonya Danimarka maçından en azından bir beraberlik çıkarabilirse gruptan çıkar...

Dünya Kupası II Üçüncü Gün

3. günün sonunda hem üst biten bir maç hem de maçı 90 dakika domine edebilen bir takım görebildik. Ben Löw'ün Almanya'ya oynattığı 4-3-3'ü çok beğendim ancak takımın oldukça genç olması ileriki turlarda sıkıntı yaratabilir. Üzüldüğüm taraf ise Almanya'nın en iyi oyuncusunun Mesut Özil olmasıydı. Şu da bir gerçek ki bugüne kadar izlediğim favori takımlar arasında en iyisi Almanya. Gana'nın Sırbistan'ı yenmesi ise şu ana kadar Dünya Kupasında yaşanan en büyük sürprizdi.

12 Haziran 2010 Cumartesi

Dünya Kupası II İkinci Gün


İlk günkü Fransa-Uruguay futbol rezaletinden sonra bugün oynanan 3 maçta oldukça zevkli ve tempoluydu. Özellikle İngiltere-ABD maçını oldukça beğendim. Arjantin karşısındaki Nijerya'nın ise niye bu kadar isteksiz ve bitkin olduğunu bir türlü anlayamadım. Maçların analizine gelecek olursak G. Kore Yunanistan'ı fizik kondisyonu ve Park ile geçti. Yunanistan'ın bu oyunu ile gruptan çıkma için en ufak bir şansı yok. Kazanılan EURO 2004'ten sonra her geçen gün Yunanlıların futbolu geriye doğru gidiyor. Nijerya karşısındaki Arjantin benim beklentilerimi karşılayamadı. Maçın henüz başında öne geçmelerine rağmen oyunu bir türlü domine edemediler. Tabi Higuan'in de felaket oynadığını unutmamak gerek. İngiltere ise Ferdinand'sız ve Barry'siz bu turnuvada oldukça zorlanacak gibi. Özellikle Ferdinand'ın yerine oynayan King oldukça fazla aksadı. Nitekim Capello ikinci yarı onu çıkarıp Carregher'ı savunmaya monte etti ancak ondan da istediği verimi alamadı.
Günün en'leri şöyleydi:
En iyi performanslar: Ji-Sun Park (G. Kore), Onyewu (ABD)
En kötü performanslar: Green (İngiltere), Higuain (Arjantin)
En büyük hayal kırıklığı: Rooney (İngiltere) ve İngiltere
En iyi takım: G. Kore
En kötü takım: Yunanistan ve Nijerya
En başarılı teknik direktör: Huh Jung-moo (G. Kore)
En başarısız teknik direktör: Otto Rehhagel (Yunanistan) ve Lagerback (Nijerya)

Dünya Kupası II İlk Gün


Çoğunlukla ilk maçlar temposuz ve sıkıcı olur ancak dünkü G. Afrika - Meksika maçı oldukça zevkliydi. Dün ilk maç modunda olan karşılaşma Fransa - Uruguay maçıydı. Ne düzgünce bir pozisyon ne de heyecan vardı. Son dakikalarda o kadar sıkıldım ki uyuya kaldım. Domenech kadar vasıfsız bir hoca bulmak çok kolay olmasa gerek...İlk günün en'leri ise şöyleydi:

En başarılı performanslar: Dos Santos (Meksika) ve Forlan (Uruguay)
En başarısız performanslar: Ribery ve Anelka
En başarılı Teknik Direktör: Parreira (G. Afrika)
En başarısız Teknik Direktör: Domenech (tabi ki)
Günün Kazananı: VUVUZELA

10 Haziran 2010 Perşembe

Şölen Başlıyor


Afrika'nın ilk Dünya Kupası saat 17.00'deki Güney Afrika-Meksika maçı ile başlayacak. Gönlüm Afrika ülkelerinin ulaşabilecekleri maksimum başarıya ulaşmalarından yana ama yarı final bile Afrika ülkeleri için olağanüstü olur. Kupadaki favorim Iniesta sakatlanmazsa İspanya. Arjantin'in ise Maradona'ya rağmen bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Almanya ise yine en azından yarı final oynayacaktır. Brezilya için ise kafamda soru işaretleri var...Sürpriz yapacak takım olarak da Uruguay'ı görüyorum.

Joe Cole Arsenal'de

Arsenal bu sene transferde doğru işler yapmaya devam ediyor. Önce Bordeaux'dan Chamack'ı şimdi de Chelsea'den Joe Cole'u transfer ettiler. Anlaşılan o ki son yıllarda kazanılamayan kupaların etkisi ile Wenger transfer politikasını biraz da olsa değiştirmiş gibi görünüyor. Joe Cole gibi hem yetenekli hem de tecrübeli birisi Arsenal'e çok fazla katkılarda bulunacaktır (tabi sakatlık sorunu yaşamazsa). Bence artık savunmayıda biraz daha sertleştirmenin ve Almunia ile Fabiansk'den kurtulmanın sırası geldi...