Sayfalar

18 Şubat 2010 Perşembe

Kader Keita, Elano ve Neill


Açıkcası maçtan önce artık Rijkaard'ın santroforda Keita'yı deneyeceğini, sol dışa Arda'yı, sağ dışa ise Dos Santos'u koyacağını bekliyordum ama Hollandalı hoca Caner'i oynatabilmek için yine mecburen ileri uca Arda'yı sol dışa ise Caner'i koyarak maça başlamayı tercih etti ki aslında Caner'in ve Dos Santos'un form durumlarını düşününce verilen karar doğru gibi görünüyor. Ancak bu dizilişte ilk 20 dakika boyunca Arda A.Madrid savunmacıları arasında eriyip gitti. İyi niyetle mücadele ediyor, aslında doğru koşularda yapıyor ama bence o mevkinin futbolcusu değil. Zaten Caner'in hatasından sonra gelen golden sonra Rijkaard çok sinirlenmiş olacak ki oyuna Dos Santos'u aldı. Bu değişiklikten sonra ileri uçta Arda-Keita-Dos Santos yer değiştirerek oynamaya başladılar ama yine bir türlü istenilen verimi veremediler. Bunda arkalarında oynayan Elano, Sarp ve Topal ile aralarında doğan büyük boşlukların sebebi büyüktü. Topal maç boyunca Neill-Servet tandemine çok yakın oynadı hatta içlerinde bile oynadı diyebiliriz. Sarp ise maçın ağırlığını kaldıramadı. Ne hücumda ne de savunmada hiç bir şey yapamadı. Durum böyle olunca Elano sorumluluk aldı ve hücuma çıkarken tandemin önüne gelip top almaya başladı. Ancak her top alışında yanında ne Sarp'ı ne de Topal'ı bulamadı. Bu yüzden ya uzun toplarla oynamayı tercih etti ya da yanına mecburen Arda veya Keita geldi ki bu ikisinin Elano'nun yanına gelmesi demek ileri uçta kimsenin kalmaması anlamına geliyor. Şartlar böyle olunca Galatasaray oyun kurmakta çok sıkıntı yaşadı ama savunma olarak bence kötü bir maç çıkarmadı. Belki 4-5 tane pozisyon vermiş olabilir ama hangi takım Vicente Calderon'a gelecek olsa bu pozisyonları verecektir. Savunmada oynayan Neill takımı çok iyi yönetti ve inanılmaz işler yaptı. Bence bu sene Galatasaray'ın tartışmasız yaptığı en iyi transfer. Servet ise başlarda tedirgindi ve bir kaç hata yaptı ama daha sonra kendisini toparlayabildi.


Her ne kadar Keita attığı golle büyük iş yapmış olsa da ilk yarı çok kötü ve güçsüzdü. Uğur ile olan uyumsuzlukları halen devam ediyor. Ama yine de oyuna yarım saat ağırlığını koyarak maçı 1-1'e getirmesini bildi ve hücumda Galatasaray için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Attığı gol turu geçme konusunda büyük değer taşımakla birlikte takımın özgüveninin de tekrardan kazanılması açısından çok önemliydi.
Bana göre maçın yıldızları savunmayı çok iyi yöneten ve topu oyuna sokmada gayet başarılı olan Neill, orta sahada ileri-geri gitmekten helak olan ve yanında oynayan Sarp ve Topla'dan hiç bir destek göremeyen Elano ile maça yarım saat ağırlığını koyan ve golü atan Keita'ydı. Kaleci Franco ise yediği golde oldukça hatalı olmasına rağmen bundan sonra ki dakikalarda kritik kurtarışlar yaptı. Yediği hatalı gole rağmen Galatasaray'a geldiğinden beri en iyi maçını pynadı diyebilirim.
Son sözüm ise Rijkaard hakkında olacak. Savunmayı ileride kurarak orta saha oyuncuları çok yakın oynattı ve A.Madrid forvetlerini burada eritmeyi başardı. Bu maçla birlikte sadece hücum futbolunu değil savunma futbolunu da çok iyi bildiğini gösterdi...
Not: Maçtan sonra NTV Spor'da yorum yapan Sergen Yalçın ile M. Doğan maçı nereleri izlediler anlayamadım. Kimse Galatasaray'ın iyi oynadığını iddia etmiyor ama ikisi yorumlarında öyle bir hava yarattılar ki A.Madrid sanki muhteşem oynadı ve Galatasaray'ı ezdi. Devamlı Galatasaray'ın çok pozisyon verdiğinden bahsedip durdular ama ben yine söylüyorum hangi takım Vicente Calderon'a gitse bu kadar pozisyon verir. Ama amaçları Galatasaray'ı eleştirmek olduğu için bunları söyleyemiyorlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder